12 Mayıs 2017 Cuma

GEÇEN AYDAN


DÜŞÜNDÜKLERİM


Referandum öncesi evet oyu kullanılmasını isteyen siyasetçilerin ve ülkenin her vatandaşını kucaklaması gereken makam sahiplerinin hayır oyu kullanan vatandaşlarını suçladıkları şeylerden dolayı özür borçları var.
Evet bu insanların vatandaşlarından özür dilemesini bekliyorum. Aynı şeyleri 2019 seçimlerinde de umarım yapmazlar. Zaman kaybetmeden hemen uyum içinde çalışan MHP ve AKP bir araya gelip siyasi partiler ve seçim yasasını değiştirmeli. 
Milletvekillerini parti genel başkanları değil halk seçmeli. Şu an halk sadece parti lehine oy kullanmış oluyor. 
Gerçi bundan sonraki seçimlerde seçilen milletvekillerinin bir fonksiyonu kalmıyor ama olsun. Şimdi nasıl "KHK" lerle yönetiliyorsak aynen devam edilecek. Şu, bu, o anayasaya aykırı diye dillendiriliyor ama dinleyen kim? 
Kişilerin demokrasi ya da hukuk anlayışı değil evrensel demokrasi ve hukuk uygulanmalı. 
Bu arada parlementer sistemi referandum süresince (ki öncesinde de) yerden yere vuran
Başbakan'ın görevinden istifa edip 2019 seçimlerine kadar yerini başkasına devretmeli diye düşünüyorum. Gerçi bu sistemi kötüleyen birinin  niye Başbakan olmayı kabul ettiğini de anlamıyorum ya. 
Herhal 2019 da Cumhurbaşkanlığına aday olacak diyorum. 
Yoksa parlementer sistemin tıkanıklığını çözecek her olanağı elinde bulunduran bir insan bunun için neden bir şey yapmasın ki.

Başbakan bir konuşmasında ülkeyi yönetenlerin yargılanmasının zorlaştırılmasını ülke için yapılanların daha rahat, korkusuzca yapılması için diye tanımladı (aşağı yukarı böyle). 
Yanlış hatırlamıyorsam kanunsuz dinlemeler ayyuka çıktığında ve insanlar dinleniyorum diye seslerini yükselttiklerinde "yanlış bir şey yapmıyorsan dinlenmekten niye korkuyorsun?" gibi bir laf etmişti. Buradan yola çıkarak ülkenin yararına bir şey yapan insanın yargılanmaktan korkusu olmamalı. Dolayısıyla yargılama zorlaştırma yerine daha kolay hale getirilmelidir. 
Birinci kural olarak ülkenin yargısı bağımsız hale getirilmeli, siyasi otoritenin etkisinin olmayacağı bir sistem olmalı. Kanunlar açık ve net olmalı. 
Kişilere göre farklı farklı yorumu olmamalı. 
Aksi halde adalete olan güven her geçen gün azalmaya devam eder. Adalete güvenin olmadığı bir yerde ise kargaşa söz konusudur.

Son olarak her makamın saygınlığı vardır ve her insan da saygı duyar (duymalı) . Makama oturan kişinin saygınlığını ise makam değil kendi yaptıkları sağlar. 

NOT :
Konuya eşlik eden fotoğraf suluboya çalışmamdır.