31 Ağustos 2013 Cumartesi

YUNAN ADALARI 7


MİKONOS



Santorini'den sonra kısa bir yolculuk sonrası akşam Mikonos'a vardık.Ertesi gün saat 15:00 'e kadar burdayız.Gecesi ve gündüzü dayı-yiğen kafamıza göre geçireceğiz.Taverna,plaj gibi extra turlara katılmak istemedik.Sadece gemi-Mikonos-gemi transferini aldık.Gece ve gündüz bizim.


İlk önce labirenti andıran dar ve kalabalık sokaklarında yürüdük.Değirmenlerin olduğu yeri sahili dolaştık.Geçen sene tepeden içkimi içip Mikonos'u ve hareketliliğini izlediğim Zorba'ya oturmak istedim ama kapalıydı.Bizde iç kısımlarda hareketliliğin bol olduğu bir barı kendimize seçtik.


7€ olan bira 24:00 ten sonra 10€ du.Club'e gitme zamanı geldi.İlk önce tavernaların olduğu çeşme bölgesine bir baktık.Bir tavernanın önünden geçerken içerden halay çekerek çıkan bir grup önümüzden geçti.Bunlar bizim geminin yolcularından.Hahahaha.Yiğenim kulağıma ''ya dayı,türkler dünyanın neresinde olursa olsun halay çekecek bir ortam kendine yaratır'' dedi.Doğru da söyledi.Tavernanın yanında sadece erkeklerin eğlendiği şık,güzel bir bar vardı (gayler not alabilir).Ara sokaklara girerek eğlenebileceğimiz yer aramaya devam ettik.En nihayet bir tane bulduk.Hoş,güzel bir yer.İçerde şov vardı.Millet fotoğraf çekiyor,gülüyor,eğleniyor,dans ediyordu.Bizde eğlenceye dahil olduk.Biramı alırken kazıık yiyeceğimi düşünürken 5€ isteyerek beni yanılttılar.İçkiler devammmm.

Yiğenimi hep italyan zannediyorlar.Tatilimizin ilk gününden taki bu son gününe kadar yunanlarda dahil olmak üzere tüm yabancılar Eren'i görünce hemen italyanca konuşmaya başlıyorlar.Bizimki ingilizce konuşarak arada oluşan büyüyü bozuyor tabii.


Eğlencede kalabalık dışarıya taştı.Biz de dışardayız.Oturacak bir yer bulduk kapının yanında.
''İtalyona?''.
Hahahaha.Bana sormuyorlar tabii.Kızların biri gidiyor,biri geliyor.Kerata yakışıklı...
''Enterasante''
Yiğenim,anladın sen onu.

Güzel bir gece geçirdik.Şimdi gemiye gidip biraz uyumalı.


Sabah Mikonos'un güzelliğini ve sessizliğini yaşamak üzere yine adadayız.Deniz dalgalı.Heyy plaj turuna gidenler işiniz biraz zor.Dar sokaklarda kendimizi kaybetmek istercesine yürüdük.Deniz kenarında kahfe keyfi yaptık.Sohbet ettik.


Adanın en belirgin özelliği,gelenlere sunduğu özgürlük.Sanılmasın ki gelenler bunun bokunu çıkartırcasına yaşıyor.Etrafınızda nahoş hiç bir şey yok.Gerçi nerde olursanız olun karşınızdakilere cinsiyet gözetmeksizin insan olarak bakmanız yeterlidir.Dolayısiyle el ele tutuşarak gezen insanlar erkek olmuş,kadın olmuş ne farkeder.Hiç dikkatinizi çekmiyor bile.Yeri geliyor hep beraber eğleniliyor,kimin ne olduğuna bakılmaksızın.


''Kız ve erkeğin aynı bankta oturmasını uygun bulmuyorum'' düşüncesinde olan insanlarla yaşanan bir ülkede karşısındaki insanlara cinsiyet gözetmeksizin bakmak kolay olmasa gerek.Kızlı-erkekli ortamlardan rahatsız olmak nasıl bir şey anlamakta güçlük çekiyorum.Gerçi bunları konuşan insanları da anlamakta zorlanıyorum.Herkesin kendileri gibi kötü düşünceler içinde olduklarını sanıyorlar.Beyinlerini daha iyi şeyler için yorsalar daha güzel olacaktır.



Son gecemizi geçirmek üzere gemiye gidiyoruz.Ertesi gün İstanbul,iğrenç binalar eşliğinde tarihi yüzüyle bizlere gülümseyecek.


NOT 1:
Mikonos Kiklad Adalar gurubuna bağlıdır ve 86km2 yüzölçümüyle yaklaşık 10000 nüfus barındırır.Dünyanın önde gelen gezi dergilerinden ''Conde Nast Traveller'' tarafından dünyanın en güzel adası seçilen Mikonos,sabahın ilk ışıklarına kadar süren renkli gece hayatı,daracık sokakları,bembeyaz balkonlarından sarkan rengarenk begonviller ve sardunyalarla süslü evleri ve rıhtımında yan yana sıralanmış yel değirmenleriyle,Yunan Adaları'nın en gözde yeridir.

NOT 2:
Fotoğraflar bana aittir.

NOT3 :
Diğer adalarla ilgili fotoğraf ve yazı paylaşımımı aşağıdaki linklerden görebilirsiniz;

30 Ağustos 2013 Cuma

YUNAN ADALARI 6


SANTORİNİ




Geminin terasında kahvaltımızı yaparken Santorini bizlere göz kırpıyor.Tepede sadece binalar var.Ağaç,yeşillik görmüyorsunuz.Gemimiz açıkta demir alacak ve bizleri tender botlarla İskeleye bırakacaklar.Dayı-yiğen,kimseye bağlı kalmadan kendimiz gezeceğiz.




Extra tur alanlar,turlarına göre tender botlarla farklı limanlara götürülüyor.Bizi Fira Limanına götürecek tender bota biniyoruz.Limandan da telefirikle Fira'ya çıkacağız.Ortam gayet sakin.Rahat bir şekilde yukarıya çıkıyoruz.Çıkarken açıkta demirlenmiş başka gemilerinde olduğunu görüyoruz.Dolayısiyla inerken bu kadar şanslı olmayabiliriz.Zamanımızı çok güzel ayarlamalıyız.




Dar,iki etrafında çeşitli hediyelik eşyaların satıldığı,kafe ve lokantalarının olduğu yollarında yürümeye başladık.Tepenin denizle buluştuğu kısımlara binalar güzelce yerleştirilmiş.Hoşumuza giden yerlerde fotoğraf ve kamera çekimi yaptık.Yorulduğumuzda da dinlenmek ve bir şeyler içmek üzere manzarası güzel bir kafeyi seçtik.Manzaranın ve geçirdiğimiz zamanın keyfini çıkarttık.Buraya ikinci gelişim.Birinci gelişimde ''bir daha geleceğimi sanmıyorum'' demiştim.Turun içerisinde olduğundan yiğenimle bir daha gezmiş oldum.



Santorini oldukça kalabalık.Bunu dikkate alarak telefiriğe erken binelim dedik.Sıra vardı.Sıranın sonunu bulmak üzere yürüyoruz,yürüyoruz,yürüyoruz...Sonunu hâlâ bulamadık.Bulsak ne olacak ki?Mümkün değil yetişmemiz.Yiğenim merdivenlerden inelim dedi.Dik ama yapacak bir şey yok.Kimi insanlar çıkarken de bu yolu kullanıyorlar.Ya yürüyorlar ya da at,eşek,katırlara binerek iniyorlar-çıkıyorlar.Merdivenlere geldiğimizde epeyce insanın bizler gibi düşündüğünü gördük.Hayvanların ve pisliklerinin kokusunu çekmek zorunda kalarak yavaş yavaş indik.



Akşam yemeğimizi,Santorini'nin gittikçe uzaklaşan görüntüsü eşliğinde  Mikonos'un hareketli,canlı gecesinin içerisine kendimizi atacağımızı düşünerek yaptık.




NOT 1:
Santorini,Ege Denizi'nin güneyinde yer alan Kiklad Ada Grubu'nun en güneyindeki adadır.M.Ö.1500 yılında ada ve çevresindeki küçük adalar,büyük bir volkanik patlamayla oluşmuştur.Bu felaketin,Platon'un,Atlantis Kıtası üzerine yazdığı esere referans olduğuna inanılır.Kentin en karekteristik eseri,mavi kubbeli kliselerdir.Thira'da dünyanın belki de en güzel dekore edilmiş barları,restoranları ve konaklama alanları inanılmaz güzellikteki romantik deniz manzarasına sahip falezler üzerinde bulunmaktadır.Kuzey-güney şeridinde uzanan volkanik kumsallar ise adayı daha da çekici hale getirir.

NOT 2:
Fotoğraflar bana aittir.

NOT3 :
Diğer adalarla ilgili fotoğraf ve yazı paylaşımlarımı aşağıdaki linkleri tıklayarak görebilirsiniz;


29 Ağustos 2013 Perşembe

YUNAN ADALARI 5


ATİNA





Gemimiz Pire limanına yaklaşıyor.Geminin limana demirlemesini bir oyun seyreder gibi izliyoruz.Oyuncuların her hareketi birbiriyle orantılı,birbiriyle bağlantılı...Kaptanından en alttaki çalışanına kadar hareketleri izlemek güzel.





ETS turun düzenlediği ''Akropol'' extra turuna katılacağız.Bence bu turu satın almak daha akıllıca.Zamanı çok güzel kullanıyorsunuz.Ne kadar bütün gün Atina'da olsanızda zamanı kullanmak da bir o kadar önemli.





Gemiden çıkışta bizi gezdirecek otobüse rehberimizle biniyoruz.Doğruca Atina ''Akropol''.Pire ile Atina adeta birleşmiş.Pire nerde bitti,Atina nerde başladı anlamıyorsunuz.Yolunuzun iki etrafında yüksek binalar yok.





İlk önce 1896 Olimpiyatları için tamamen beyaz mermerden yapılmış Olimpik Stadyum'da fotoğraf çekimi için mola verildi.Adete her şeyiyle günümüzde inşe edilmiş bir yapı görünümündeydi.İçeri girip gezmek istemedim.




Daha sonra meşhur Efzun askerlerinin nöbet tuttuğu Atina Parlemontosu Binası'na geldik.Askerlerin nöbet değişimi zamanına denk gelmişti.Meydan kalabalıktı.Gösteriyi hem fotoğrafladım hem de kameraya çektim.Yolumuza Milli Kütüphane,Sanat Akademisi  ve Üniversiteyi görerek devam ediyoruz.





Atina'nın sembolü haline gelmiş Akropolis'i gezmeye sıra geldi.Tapınakları gezmek üzere içeri girdiğimiz andan itibaren dayı-yiğen,rehbere bağlı kalmaksızın gezmeye başladık.Görkemli ve muhteşem bir yer.Bir o kadar da kalabalık.Yüremekte zorlanıyoruz.Bir zamanlar Tanrı olarak kabul edilmiş insanların yaşadıkları yerlerde dolaştık.Muhteşemdi.Athena Nike Tapınağı'nı,eşsiz kadın heykelleriylr süslü Erechtion Tapınağı'nı,anıtsal alana girişi sağlayan Propylen Kapısını,şehrin adandığı Athena Anısına inşa edilen Parthenon'u ve olağanüstü akustiği ile Herodes Atticus Tiyatrosunu gezdik.





Bu geziden sonra Atina'nın en eski mahallesi olan Plaka'ya geldik.Rehberimiz serbest zaman vermeden önce her türlü turistik,hediyelik ve otantik ürünlerin satıldığı şirin mağazaların arasında gezdirirken karnımızı doyurabileceğimiz yerleri de gösteriyordu.En son götürdükleri yerde hem dinlenelim hem de karnımızı doyuralım istedik.Yer güzel ve yediklerimiz lezzetliydi,keyfini çıkardık.




Bir günü daha dolu dolu geçirdikten sonra Pire Limanında gemimize binme zamanı geldi.Gemi sessizce bizi bekliyordu.


Not 1:
Sihirli şehir Atina,Yunanistan'ın başkenti ve yaklaşık 4 milyon nüfusuyla ülkenin en büyük şehridir.Antik Yunan tanrıları ve insanlar tarafından tapılan muhteşem eserler barındıran,Antik Helen ve Yunan Kültürü'nün beşiği olan kent,dönemin ekonomik,siyasi,sosyal hayat ve felsefe merkeziydi.Adını,mitolojinin en önemli tanrıçalarından Athena'dan alan Atina,demokrasinin ilk kurulduğu şehir olarak da anılmaktadır.En önemli tarih öncesi uygarlıklar Atina'da gelişmiştir ve insanlık tarihi adına bugüne kadar gelen çok başarılı mimari başyapıtları ortaya koymuştur.


NOT 2:
Fotoğraflar bana aittir.

NOT3 :
Diğer adalarla ilgili fotoğraf ve yazıları aşağıdaki linkleri tıklayarak görebilirsiniz;